Riskli yapıların tespitinde deli sorular!
Mehmet Zeki Fidandal'ın 07 Nisan 2023 tarihli Yenigün Gazetesi'ndeki köşe yazısıdır.
6 Şubat'ta yaşadığımız büyük deprem felaketinden sonra vatandaşlarımız, ikamet ettikleri binaların sağlamlığını sorgular oldu.
Haklılar da…
Şimdilerde hemen her malik ya da kiracı, binalarına RİSK ANALİZİ yaptırmak istiyor.
KAROT TESTİ yaptırarak binalarının dayanıklılığını öğrenmek istiyorlar.
Bu tür testleri özel firmalar, ücreti karşılığında yapıyor.
Ayrıca vatandaşlarına yardımcı olmak üzere bazı belediyeler, bu testleri ücretsiz yapabileceklerini açıkladılar.
Bu arada şunu ifade etmeliyim.
Riskli yapı tespiti 2 şekilde yapılır.
Özel Rapor ve Resmi Rapor alınarak…
Özel raporda bina riskliyse yıkma ya da güçlendirme zorunluluğu yok.
Artık iş vicdanlara kalıyor.
Resmi raporlu tespitte bina riskliyse belediye zorunlu olarak onu kayıtlara geçiriyor ve ilgili bakanlık müdürlüğüne de gönderiyor.
Ondan sonra resmi işlemler başlıyor.
Bu işlemlerin yanı sıra yine bazı belediyeler, bu tür tespitleri ücretsiz yapabileceklerinin yanı sıra resmi rapor düzenlemeyeceklerini ancak başvuranlara bilgilendirme amaçlı rapor verebileceklerini açıkladılar.
Bu durumda vatandaşlarımızın da kafalarında pek çok soru işareti oluşmaya başladı.
Örneğin, belediye kendisine başvuran yapı sahiplerinin isteği üzerine binanın risk analizini yaptı ve bina riskli çıktı. Ama vatandaşın isteği üzerine RESMİ RAPOR yerine BİLGİLENDİRME RAPORU verdi…
Eeee ondan sonra ne olacak?
Vatandaş binasını yıkmadı ya da güçlendirmedi ve içinde de ikamet edenler var.
Ayrıca belediyenin de bilgilendirme raporu vermesi sonucunda kurum da binanın riskli olduğunu öğrenmiş oldu!
Bu durumda Allah korusun o bina aniden yıkılırsa sorumlu kim?
Belediyelerin vereceği bilgilendirme raporları mevzuata uygun mu?
Belediyece yapının riskli olduğu tespiti yapıldıysa mühürlenmesi gerekmez mi?
Bu soruları çoğaltabiliriz.
Benim dikkat çekmek istediğim nokta işte burası…
Belediyelerimizin vatandaşlarına ücretsiz olarak bu hizmeti sunmaları çok güzel.
Ancak işin mevzuat kısmına gelince orasını iyi düşünmek lazım.
Ne belediyelerimiz sıkıntıya girsin ne de vatandaşlarımız.
Bu işin oluru, eğer vatandaşlarımız göze alabiliyorsa, tespitlerin RESMİ RAPORLARA bağlanmasıdır.
Vatandaşlarımızın Devletin ve Belediyelerin sağlamış olduğu teşvik ve olanaklardan yararlanarak çürük binalarını yenilemeleri, vicdani görevleridir.
Aksi takdirde hesabını kimse veremez…
Saygılarımla