DOĞUDAN BATIYA SU HATTI
DOĞUDAN BATIYA SU HATTI
İklim değişiklikleri ve kuraklık, Dünyamızı tehdit eden en önemli unsurlardan biri.
Bilimsel açıklamalara bakılırsa kuraklık tehdidi her yıl giderek artacak ve özellikle tarımsal üretimi ön planda olan ülkeleri, daha çok etkileyecek…
Türkiye’ de bu tehditten en büyük payını alacak ülkelerden biri…
Tarım ürünleri için elverişli geniş topraklara ve ovalara sahibiz.
Su, tarımsal üretimin olmazsa olmaz koşulu.
Her ne kadar kuraklığa karşı başta susuz tarım olmak üzere çeşitli alternatif yollar aranıyorsa da su, yine de büyük ihtiyaç.
Hem tarım ve ağaçlar için hem de kullanma için her zaman suya ihtiyaç var.
Bu alanda en fakir bölgelerden biri Ege...
Özellikle kıyı bölgelerimiz susuzluğu ve kuraklığı iliklerine kadar hissediyor!...
Kuraklığı en çok hisseden, susuzluğu en fazla yaşayan illerimiz ise İzmir, Aydın ve Muğla.
Sarayköy, Aydın ve Söke ovaları, susuzluğu ve kuraklığı en fazla yaşayan ve olumsuz etkilenen ovalarımız…
Zaten bu ovalar, Büyük Ova statüsündeler. Yani ürün çeşitliliği ve üretim kapasiteleri açısından özel bir koruma altına alındılar.
Ancak yeterli sulama yapılamadığı için rekolteler de haliyle düşük kalıyor.
Akdeniz bölgesinde susuzluk yaşanmıyor.
Toroslara yağan karlar, tüm Akdeniz’e ve tarım alanlarına yetebiliyor.
Kaz dağlarına yağan karlar ise Çanakkale, Balıkesir ve etrafında bulunan tarım alanlarına yetebiliyor.
Ege Bölgesine yağan kar ve yağmur miktarları ise bu bölgelerimizde bulunan tarım arazilerimizin sulanmasına yeterli gelmiyor..
Yer altı suları da maalesef bilinçsiz kuyu açmalarımız nedeniyle iyice azalmış durumda ve tuzlanma oranı yüksek.
Bu bölgelerimizde bulunan barajlarımızda, su seviyeleri de çok düşük.
Örneğin Denizli ve Sarayköy büyük ovasına su sağlayan Adıgüzel Barajında su seviyesi şu an %20 lerde. (Temmuz ayı verileri)
Aydın’a su sağlayan İkizdere, Çine barajlarında da su seviyesi ayni.
Söke Büyük ovasına su sağlayan Menderes nehri kurumaya başladı bile…
Torbalı, Selçuk bölgeleri de kuraklıktan nasibini alıyor,
Bu bölgelere su sağlayan Küçük Menderes Nehri de kurumaya yüz tuttu.
Devletin ilgili kurumları ile Yerel Yönetimler, çeşitli önlemler almaya çalışıyorlar.
Ancak bu önlemlerin uzun vadede bir sonuç getirmesi mümkün görünmüyor.
Etkin ve Kalıcı önlemler alınması lazım.
Bunlarda biri de Doğudan Batıya su hattının inşa edilmesi…
Yoğun kar yağışları alan Doğu ve İç Anadolu bölgemizdeki dağlardan yukarıda bahsettiğim ovalara ve barajlara su sağlamak için boru hattı döşenebilir.
O bölgelerde kurulacak olan büyük bir su toplama barajı, sadece batı bölgesine su taşımak için kullanılabilir..
Elektrik enerjisi de üretilebilir.
Bu arada Konya ovası da tehdit altında…
Batıya döşenecek su hattından Konya Ovasına da su sağlanabilir…
Nasıl ki Mersin’den Kıbrıs Türk Cumhuriyetine denizin dibinden su sağlıyorsak pekala da doğudan batıya su sağlayabiliriz.
Bu konuda görüşme yaptığım pek çok uzman arkadaşlarımız da böyle bir projenin elzem olduğunu ifade ettiler.
Bence de artık bir an önce bu konuda karar alınması ve sürecin başlatılması gerekiyor.
İlgililere duyurulur.
Saygılarımla
Mehmet Zeki Fidandal
Yerel Yönetimler Uzmanı