VİCDANIMIZ RAHAT MI?
VİCDANIMIZ RAHAT MI?
Son yüzyılın en büyük felaketini yaşadık…
Binlerce canımız gitti…
Binlerce ise canımız hala enkaz altında…
Ciğerimiz yandı…Günlerdir ağlıyoruz…
Bu felaketin izleri onlarca yıl silinmez.
Yazacak, konuşacak çoook şeylerimiz var.
Acılarımız hala taze iken ahkâm kesmek, çok doğru değil.
Elimizi vicdanımıza koyalım ve düşünmeye başlayalım.
Acaba vicdanımız rahat mı?
“Hepimiz masumuz” diyebiliyor muyuz?
“Sorumlu biz değiliz” diye düşünebiliyor muyuz?
Bence hayır…
Hepimiz de sorumluyuz…
İktidar da, Belediyeler de ve halk olarak bizler de sorumluyuz.
İktidara soruyorum…
Ülkemiz bunca yıldır 1. Derece deprem kuşağındayken neden kalıcı önlemler alınmadı?
Depreme dayanıklı binalar ve yerleşim yerleri yapmak için toplanan deprem vergileri neden amacına uygun kullanılmadı?
Yapı denetim Kanununa göre illerde YAPI DENETİM KONTROL KOMİSYONLARI olmasına rağmen bu komisyonlar neden yeterince denetim görevlerini yerine getirmedi?
Niçin ikide bir suçlulara ödül verir gibi İMAR AFFI çıkarılıyor?
Pek çok alanda bilim kurulları varken neden hala DEPREM BİLİM KURULU kurulamadı?
Neden hala sorumlu makamlarda, pek çok liyakatsiz bürokratlar görev yapmaktalar?
Her deprem felaketinde ölmek, kaderimiz mi?
Belediyelere soruyorum…
Kaçak ve dayanıksız binalara niçin hala göz yumuluyor?
Bir inşaatın, taaa başından beri sıkı bir kontrolü yapılması gerekirken neden Yapı denetim firmalarının insafına bırakılıyor? Masa başında onaylar veriliyor?
Riskli alanlar olarak ilan edilen bölgelerde neden hala hızlıca kentsel dönüşüme geçilmiyor ve yıllardır insanlar mağdur ediliyor?
Liyakatsiz teknik personellerle çalışmak zorunda mısınız?
Dağları taşları imara açmak, övünülecek bişey mi?
Çok ama çok sorulacak sorular var sevgili okurlarım…
Ama dedim ya acımız çok taze ve hala enkaz altında binlerce insanımız yatıyor.
Şimdi gelelim kendimize!...
Biz vatandaşlar olarak iktidarı ve belediyeleri yeterince sorguluyor muyuz?
Hesap soruyor muyuz?
Yöneticilerimizi seçerken liyakatine, tecrübesine, bilgi birikimine bakıyormuyuz?
Bizim mahallenin insanı, öteki mahallenin insanı diyerek ikiye bölündük mü?
Başarısız oldukları yürüyüşünden bile belli olan yöneticilerimizi tekrar tekrar seçerek onları ödüllendiriyor muyuz?
Çoğumuz 3 kuruşluk menfaatimiz için başarısız, vizyonsuz, beceriksiz yöneticilerimize şak şak edip yalakalık yapıyor muyuz?
Evet sevgili okurlarım…
Tüm bu soruların cevaplarını kendimize soralım ve tekrar düşünelim…
VİCDANIMIZ RAHAT MI?
Şahsen benim değil…
Saygılarımla.
Mehmet Zeki Fidandal
Yerel Yönetimler Uzmanı